Yabancı dilin sizde yarattığı değişikler nelerdir
Biz sürprizlerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. Her gün farklı farklı şeyler oluyor. Bir gün başka güne benzemiyor. Ama hayatımız neyin sayesinde ilginç oluyor? Hepimiz ağlarız, güleriz, seviniriz, üzülürüz. Hayatımız duygularla dolu. Asıl bu duygular sayesinde hayatımız daha ilginç oluyor. Fakat bizim bu sevinçlerimizin, üzüntülerimizin sebebi var mı? Evet, var. O sebebin adı insandır. İnsan olmasa hiçbir şey olmazdı, ne sevgi, ne nefret, hatta böyle kelime olmazdı. Söylediğimiz duygular neden fayda olur? İnsanlar arası ilişkilerden. İlişkiler ise konuşarak kurulur. Kuşkusuz konuşmak için dil gerekir.
İnsanlar topluluk biçiminde yaşamaya başladıklarında, o topluluğu oluşturan bireyler ortak bir biçimde uymaları, paylaşmaları gereken kimi kurallar, ilkeler, ortak inançlar, görüşler ve benzeri özellikler oluşturmuşlardır. Buna uzlaşma denir. Ve bu uzlaşmaların içinde en önemli unsurlardan biri de dildir. Bence dil uluslararası bir köprüdür. Dünyada ne kadar ulus yaşıyor. Kırgızlar, Türkler Özbekler, Hintler, Çinliler vb. her milletin anadili var. Her insanın görevi anadilini bilmektir ve kendisinden sonra gelen nesillere o dili aktarmaktır.
Ne kadar millet varsa, o kadar dil var, o kadar da dil dünyası var. Yani bir milletin dilini öğrenirken bambaşka dünyaya girmiş gibi oluyorsun. Çünkü sen sadece dili değil, bütün gelenek , görenekleri öğreniyorsun. Kendini yaşadığı dünyadan farklı dünya görüyorsun. Bence yabancı dili öğrenmek bu çok güzel bir şey. Mesela, başka bir ülkeye gittiğinde o ülkenin insanlarıyla konuşabilirsin, onları anlayabilirsin. Bu güzel değil mi?
On sekiz yılın içinde ben üç yabancı dili öğrendim. İngilizce, Arapça, Türkçe. Arapça ve Türkçe birbirine biraz benziyor da, ama İngilizce farklı. İngilizce batı ülkelerinin dilidir. Onların kültürü,halkı bizimkinden daha farklı. Ben yazın Amerikalılarla tanıştım. Onlar Amerikanın Arizona eyaletinden gelmişler. Onlar çok neşeli ve hayırseverdir. Kendi kültürüyle ilgili bize çok şey anlattılar. Biz kendimiz için yararlı şeyleri öğrendik. İnşallah, gelecekte Batı ülkelerine gidip İngilizcemi geliştirip, daha yeni bir şeyler öğreneceğim.
Okulda onuncu sınıftayken Arapça öğrenmeye başladım. Bu çok güzel bir dildir. Özellikle şu nedenle ki Kuran Arapça yazıldı. Maalesef, ben Arapça sadece bir yıl okudum, devam etmeye hiç imkanım olmadı. Ama gelecekte , İnşallah, Arapçayı A’dan Z’ye kadar öğreneceğim. Bu benim amaçlarımdan biridir.
Şimdi ben Türkçe öğreniyorum. Türkçe Kırgızca’ya çok benziyor, ama biraz farklılıklar var. Benim için çok zor değil. Türkçe’yi iki yıldır öğreniyorum ve bu iki yılın içinde önceden hiç bilmediğim şeyleri öğrendim. Ben önce Türkiye’yle, Türk halkıyla, onların gelenek görenekleriyle hiç ilgilenmiyordum. Ama Türkçe öğrendim. Aslında ben şiir okumayı çok seviyorum, ama Türkçe şiiri ilk kez bir yıl önce Tömer’de okudum:
Duydum, şeytan dağındaki mağarada
Büyücü bir kadın yaşarmış.
Aşka inanmayan taş kalpliler büyürler,
Büyürler de, kara sevdalı yaparmış…
Böyle bir şiirdi. Onun adı Büyü’ydü. Çok güzel, aşkla ilgili bir şiirdi. Benim bir dileğim var, Türkiye’ye şiir yarışmasına gitmek istiyorum. İnşallah, bu gün de gelecek.
Yabancı dil öğrenirken kendin de gelişiyorsun. Çünkü başka insanlarla tanışıyorsun, onlarla konuşuyorsun, farklı farklı şeyleri görüyorsun ve düşünüyorsun “Gezegenimizde benim tanımadım daha kaç dünya var! Onları da görsem, tanışsam.” Evet, ben bilmediğim daha ne kadar dil var. Onları da öğrenmek istiyorum.
Haydi, oturduğumuz yerlerimizden kalkıp, vaktimizi kaybetmeyelim de yeni bir şeyleri öğrenelim. Başka insanlarla ilişki kuralım, dil köprüsünü yıkmayalım. Yabancı dilleri öğrenelim ama anadilimizi de unutmayalım!!!